GOGOL OKUMAK
GOGOL OKUMAK
Böylelikle içine doğduğum o dede evinin artık eskisi gibi olmayacağı bilinci beni yerden yere vurdu. Çocukluk anılarımı bu hayattan başka bir hayata savurdum. Geleceğe dair kurduğum bütün hayal karelerinden bir bir çıkartmak zorunda kaldım onu.
Şu an saat 20.00 evde kimse yok. Tek başımayken çay koymak için girdiğim mutfakta bir saldırıya uğradım. Hayatımın hiç bir köşesinde bu kadar karıncayı bir arada gördüğümü hatırlamıyorum. Hani küçükken yuvalarına ekmek taşıyan karıncalara yardım olsun diye evden getirdiğimiz ekmekleri yuva deliklerinin içine doğru ufalardık ya orada ki karıncalardan daha çok karınca gördüm bugün. Bu bir istila ! Sanırım evimden taşınmam lazım çünkü beni istemiyorlar. İşin ilginç tarafı çadırlarını nereye kurduklarını bilmediklerim bu karıncalar gündüzleri evde yoklar. Onlarda sabah 9 akşam 5 mesai saati çalışıyorlar sanırım. 1 tanesini bile gündüzleri görmediğim o karıncalar geceleri kumpas kurar gibi her yere ( yattığım oda hariç) saldırıp bir anda yok oluyorlar. Bu eski bir Türk savaş taktiği olabilir hiç bir fikrim yok.
"Sevgili Anna, en güvendiğin insanlardan kötülük görüp üzülmen güçsüz biri olduğun anlamına gelmez. Fizik kurallarına göre; sırtını dayadığın bir nesne birdenbire giderse sen de o yöne doğru devrilirsin. Yani bunun güçsüzlükle alakası yok.'''
-Freud'un kızına yazdığı mektuptan
Boşlukta asılı kalmanın ne demek olduğunu bilir misiniz ? Evet evet boşlukta kalmanın. Bir sabah kalkarsınız zaman akıyordur ama siz durmuşsunuzdur. Anlamını yitirmiş olan tüm nesnelerin içinde kenara itilmişsinizdir. Tuhaf bir farkındalık.. Etrafınızda geçen olayları takip edersiniz ama algılayamazsınız , senaryoda rolü biten bir oyuncu gibi. ''İnsan kendi ördüğü anlam ağlarında asılı kalmış bir hayvandır '' demiş Geertz. Ne tuhaf ağlar bozulsa boşluğa düşüyor zarar görse boşluğunda asılı kalıyor insan...
&
Bugün böyle bir gün i ş t e...
Çok sıcak ve güneşsiz bir gün. Gökyüzünün bir derdi var galiba ağlayacak ama ağlayamıyor gibi. Ay ne kötü bir ruh halidir o. Gökyüzü kavrulan saçlarını (rüzgarlarını) boğazıma sarıp beni daraltırken bir yazı yazmak istedim. Normalde günlerim çok atraksiyonlu geçer olaylar silsilesinde kendime sinecek bir yer bulurum ama bugün acayip bir şekilde sıkıcı geçti. Hiçbir şey yaşamadım. Öyle silinik bir gündü benim için. Hala akşam yemeğimi yemedim onun vermiş olduğu hafif bir baş ağrısıyla birlikte günün anlam ve önemini bulmaya çalışıyorum. Sanırım bu anlamsız günü güzel bir arınma gecesiyle bitireceğim. (11.08.22)
&