Sohbet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sohbet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9.09.2025

Hiçlik Üzerine

Hiç olmanın ağırlığı ve hafifliği

Son zamanlarda yaşadığım olaylardan sonra kendimi ne bir yere, ne bir kimliğe, ne de bir duyguya ait hissetmiyorum. Ölü duyguların içinde kendimi ararken bir anda hiçliğin ortasında buldum. Tüm sesler sustu. Kalabalıkların içinde görünmez oldum. Ağlamak istedim, ama gözümden yaş akmadı. Tüm cevaplar tek bir kelimeye dönüştü
Nasılsın?” – “Hiç.”
“Ne yapıyorsun?” – “Hiç.”

Bu hiçlik öyle bir yer ki… Duygularımın tükendiği, çaresizliğin dibini sıyırdığım, zamanımın ve kimliğimin anlamını çözmeye çalıştığım noktada kendi yokluğumla yüzleşip kendimle çarpıştım. Her duygu, yaşadığım her olay anlamsızdı artık benim için. Acaba çok korktuğum için mi yaşıyordum bu hiçliği, yoksa özgürlüğü hatırlamak için mi? Hala cevabı bilmiyorum.
Kötü anılar içinde eridim, izlerim silindi. Etrafımla kavgam bitti, içimdeki fırtınalar dindi. Ve o an fark ettim. İçimdeki sessizlik, hiçlikmiş. Kendimi kaybolmuş sanıyordum; meğer kendimi yeniden doğuruyormuşum. Şu an bir kelebeğin ilk hâli gibiyim, kozada… Büyümeme daha çok var. Ama biliyorum ki bu hiçlik, varoluşun ağırlığını taşımama yardımcı olacak ve bir gün güzel bir kelebek olarak uçacağım.

23.07.2025

BEN YÜZLERCE KEZ TOPARLANMAYA ÇALIŞMIŞ AMA DAHA ÇOK DAĞILMIŞ BİR KIZIM

“Çünkü bilmediğini bilmek için bir hayli anlayış olmalı insanda: Bir kapının kapalı olduğunu anlamak için o kapıyı itmek gerekir.”



I. BÖLÜM
Selam,
Bu sabah hem çok geç hem de çok zor uyandım önce kendimi doyurup daha sonra dışarıdaki yaşama su ve mama hazırladım o kadar imreniyorum ki onlara bu kapitalist sisteme ayak uydurmak zorunda değiller her gün aynı derinin içinde hayatlarına devam ediyorlar.. Ben ise giydiğim bir tişörtü bir daha giyinemiyorum bile hatta bazen önceden giymiştim bunu deyip bir daha  giymeye utanıyorum.

II. BÖLÜM
Bir sabah kalktığınızda bambaşka biri olarak uyanmayı dilediniz mi hiç. Ben çok diledim. Başka bir isim başka bir görünüm başka bir hayat başka bir ülke başka bir dil başka bir yaşam hatta o yaşamdaki dertlerimi bile belirledim öyle uyanmak istedim ama tabii ki de olmadı. İçimde bir kabile yarattım farklı farklı karakterler hepsinin kendine ait dünyası kendine ait özgürlükleri vardı kimi aşkı bulmuş kimi zengin kimi aile konusundan çok şanslı kimi çok başarılı ama hiç biri ben değildi hatta benimle gerçek hayatta karşılaşsalar arkadaş dahi olmayacak kadar güzel hayata sahip olan karakterler var ettim. Tabii bunlar beynimde üç saniye falan yaşıyorlar sonra özgürlüklerine kavuşuyorlar sadece eski bir dostu hatırlar gibi kendilerini hatırlatıp sonra unutmama izin veriyorlar. Sanırım ben hafif deliyim. Yada çok okumaktan mı oluyor acaba bilemedim ama bildiğim bir şey var ki bu delilikle birlikte bir daha dünyaya gelsem aktris olmak isterdim içimdeki ütopik dünyayı yansıtmanın güzel bir yolu olurdu.

17.05.2025

Monarosa'nın Kamburu -1

''Mona tası tarağı topla gidiyoruz.''

İnsan bazen kendi hikayesinde yer almayan birini sanki hikayesinin baş kahramanıymış gibi hissedebiliyor ne gülünç.

Selam,
Sanki bir daha bulmanın imkansız olduğunu hissettiğim o bağları kaybetmemek için verdiğim savaşı kaybetmiş ve bir yıkım sonrası oturmuş olanları düşünüyor gibiyim aslında imkansız olan benim yüreğimmiş o sevgi benmişim de başkasının sanmışım gibi hissediyorum. Biraz karmaşık girdim lafa değil mi.. İşte rüyalarım da bu iki gündür böyle karmaşık. Almam gereken bir ders var biliyorum yaratıcı seni daha ne kadar uyarabilirim uyan artık diye bağırıyor sarsılıyorum fakat ben almam gereken dersi anlayamıyorum. Sanki içimdeki o yalnız çocuğu kuyusundan çıkarıp tüm gün dilediği ne varsa önüne sermişim göremeyeceği manzaraları göstermişim daha sonra onu alıp o yalnızlık kuyusuna geri götürmüşüm gibi.. Şimdi kendimi mutlu mu etmiş oldum yoksa zulmüme mi zail ettim... 
bir ikilemdeyim...

1.05.2025

YAŞADIĞIM HAYATI TAMİRE YOLLUYORUM

DİKKAT! ''Bu belge 01 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanuna dayanılarak hazırlanmış ve yıpranma payını da göz önünde bulundurarak hayatının garanti belgesi kapsamında yeniden onarılmasına karar verilmiştir.''

Selam
Hayatımın Birinci Bölümünden Kesit,
 İtiraf etmeliyim ki yalnızca kötü hissettiğim dönemlerde yazma gereksimi duyuyorum. Aslında doğru kelime karmaşada olabilir bilemiyorum. Yalnızca çok sosyalleşmek ve içine kapanmak arasında gidip geliyorum ve asla orta yolu bulamıyorum. Çok toksik hissettiren ve oraya  ait olmadığım alnımda bile yazan işimden ayrıldım. Bir çok kişinin belki de hayal ettiği iyi maaşlı iyi pozisyonu olan bir iş nasıl oluyor da insanın hayatını bu kadar cehenneme çevirebiliyor??? neyse ki hiç pişman hissetmiyorum. Aslında bundan biraz utanıyorum bu devirde işsiz kalmak beni biraz geride kalmış hissettirmiyor değil. Belki de ben çalışmak için  fazla naifimdir. İş yeri benim için para kazanmak için zaman öldürülen bir yerken insanların küçücük dükkanlarda bile bu kadar entrika içinde küçücük pozisyonlara göz dikip ufak hataları gözetlemesi bana bu yaşta ve bu tecrübede bile fazla geliyor. Ayrıca ufak yalanları ve iftiraları da komik buluyorum.
 

8.11.2024

Tanrıya Mektup "Karalamaca”

&

Bir tohumdu alelade serpiştirildi toprağa, filizlendi  sonra büyüdü boynu büküldü tüm büküklüklerinden yeşerdi tekrar serpildi. Ağaç oldu, gövdesi uzun mu uzun kalın mı kalın sert mi sert. Hiç bakmadı aşağıya yaşayacağı her şeyi yaşamıştı çünkü tüm hassas noktalarından kırılıp tekrar filizlenmişti. Kafası göklerdeyken baltayla tanıştı gövdesi; o sert mi sert uzun mu uzun gövdesi ikiye büründü artık, ağaç eskisi gibi güçlü heybetli değildi  ama biliyordu kökünden yeniden filizlenecekti.

 

Bir yetişkin olarak kendi hayatımı kurmaya çalıştığımdan beridir bir yapboz gibi kendimi parçalara ayırıp yeniden birleştirmek tüm parçalarımı yerine oturtturup uzaktan seyretmek istiyorum... Gölgemle büyüyen ateşin etrafında dans edip ateşle birlikte eğrilip daha sonrada yok olurcasına teslim olmak.. Ateşin yakıcı özelliği vardır oysa içine aldığı her şeyi yok etme gücüne ya da başka bir şekil verme özelliğine sahiptir. İşte tam orada hamdım piştim demek zor meşakkatli olsa da kendimi arayıp tam bu yolla bulmak istiyorum.

Hayatımın en karmaşık dönemlerinden birindeyim.Hatta hayatımın yeni sezonundayım diyebilirim. Hızlıca yeni karakterler girdi hayatıma ki ben hayatıma kolay kolay birini almam.Nasıl da değiştim ama eski benden eser yok gibi.Uzun zamandır Tanrıyla konuşmadığımı daha doğrusu iyi gittiğini düşünmediğim hayatım için onunla konuşup olaylara onu dahil etmediğimi hatırladım.Tuhaf ne zaman başım sıkışsa kenara çekilir ona bırakırdım meydanı.Artık beynimi kendim kullanmıyor gibiyim her şey gelişigüzel şekilde olup bitiyor ve ben sadece seyretmek üzerine varlığımı sürdürüyorum. Yakın zaman da kilitli bir defter edindim kendime orada Tanrıyla konuşmayı düşünüyorum.Aramız da kalsın ama kalbim nefretle tanıştı biri var ki nefret ediyorum tuhaf değil mi? İnsan sevdiği birini sürekli düşündüğü gibi sevmediğini de düşünüyor.

2.07.2023

Nereye gidiyorsun ? Eve



Ah mona şükürler olsun sonunda buradayım! Sanki uzun süredir kendimi arıyordum bir yerlerde misafirlikteydi ruhum ama sonunda döndüm buradayım! nerede? evimde… Blogum benim gerçekten evim buraya yazmayı o kadar özledim ki. Yokluğum belli oldu mu bilmiyorum. Ama içimde yazamamamın kırgınlığı, gidemediğim yansıtamadığım duyguların  üzüntüsü var. Bugün tatilimin son günü yarın bir asker gibi uyanacağım kendi hayatımın ayakları üzerine.. Bu düzene ayak uydurup aynı istikamette yürüyeceğim bir düzine insanla. Ve yine yorgun düşüp unutacağım hayallerimi daha da sonraya bırakacağım zaten çoktandır ertelediğim her şeyi. Sahi insanlar nasıl yetişiyor her şeye. Hem tatil yapıp hem çalışıp hem spor yapıp hem istediğim her şeyi yiyip hem kilo almak istemiyorum mümkün müdür bu? Sanki dünyanın başka bir köşesinde başkalarının hayatında mümkünmüş gibi geliyor bana. Benim hayatım ise şöyle sabah kalk işe git gel spor niyetine otobüsten erken in yürü biraz daha yürü. Daha sonra eve gel telefona bak biraz daha bak aldığın son kitabı oku çok değil birkaç sayfa ve yat. Ahh delireceğim yalnızca yalın ayak çiçekli bir yoldan koşarak gidemez miyim. Yok gidemem o zaman kredi kartı borçlarımı kim ödeyecek neyse ben yine otobüsten erken inmelere devam edeyim. Bu kış bir seramik kursuna yazılayım diyorum aslında yakın zaman için bir dans kursuda bakmıştım kendime ama ne kadar içselleştirmemişsem artık unutuvermişim Evet ben gerçekten dans etmek istiyorum.. sanırım.. istiyorum. Evet istiyorum ama biraz itilmeye ihtiyacım var.. galiba…

15.12.2022

Yeni Yıla Ve Yeni Yaşa 15 Gün Kala

I

Peki ya ne oldu bu yıl ?
Ocak doğum günümdü ben doğdum. Şubatta acıyla kavruldum. Yılın başında doğdum sonra öldüm. Öğrendim ki bu hayatta sevdiğim insanlar ölebilirler-miş. Biliyor musunuz ben hayatımda ilk kez mezarlık gördüm. İlk kez girdim bir mezarlığa. Toprağa dokundum çıplak ayakla değil ellerimle.. altında sevdiğim birinin varlığını bilerek suladım o toprağı ölü toprağı neden sulanır bilmem ama suladım işte. Çok ağladım hala daha ağlıyorum. Sevmiyorum artık doğum günlerimi biliyorum çünkü bir daha ki ay ölümle tanıştıracak beni.


  Eğer o hastane kapısında söylentilere inanıp hazırlasaydım kendimi o kadar emin olmasaydım dedemin ölmeyeceğinden bu kadar yaralanmazdım belki. Ama bana göre hep başkaları ölür. Hep başkalarının bir şeyleri gömülürdü o toprağa. Kendimden ve sevdiklerimden o kadar uzaktı ki o ölümler. Çünkü ben hiç ölüm acısıyla sınanmamıştım . İnanmak istemediğim bu  olay bana hayatımın en büyük dersini verdi evet Esra senin sevdiklerinde ölebilir !

 

Böylelikle içine doğduğum o dede evinin artık eskisi gibi olmayacağı bilinci beni yerden yere vurdu. Çocukluk anılarımı bu hayattan başka bir hayata savurdum. Geleceğe dair kurduğum bütün hayal karelerinden bir bir çıkartmak zorunda kaldım onu.


İşte bana bu yılın en büyük öğretisi bu oldu ve bu dünyadan benim dedem geldi geçti.
&

11.11.2022

Elimdeki bu hayatla ne yapacağım






İnsan doğası gereği her şeyi bilmek ister.- miş. 


Ben küçükken babamın bir teybi vardı ona kasetleri koyar kıkırdaya kıkırdaya şarkı söylerdik. Kasetin bandı  bozulmaya başlayıp sesler acayipleşince hemen  teybi durdurup, kaseti kalem vasıtasıyla  sarıp tekrardan  kaldığımız yerden neşeyle dinlemeye devam ederdik. 

İnsan hayatı da keşke böyle olsa bozulunca hemen bandı sarıp kaldığımız yerden sorunsuz devam edebilsek. Tamamen okul hayatından kopalı yani mezun olalı  2 sene olacak ve ben yeni yılın başında bir yaş daha alacağım. Bu yaşta herkes gibi bende beklentilerimi dile getirip yeni planlar yeni hedefler yeni kurallar koyacağım hayatıma. Her sene olduğu gibi bu sene şunları şunları yapmayacağım diyeceğim. Kendini kandırma sanatında başarısız olduğum için hayat yolcuğunda küçücük bir taşa çarpıp sendelediğim an kolay yolu seçip zorluklar karşında pes edeceğim. Evet bunları buraya yazıp itiraf ediyorum. Çünkü ben her sene artık hayatımı değiştireceğim  dediğim noktada eski monotonluklara geri dönüyorum. Yenilikler hiç olmuyor değil elbette oluyor mesela iş değiştireceğim.. Pardon iş değil iş alanımı tamamen değiştireceğim.

29.09.2022

Karıncalarında yaşamaya hakkı vardır ama benim evimde değil !

 Şu an saat 20.00  evde kimse yok. Tek başımayken çay koymak   için girdiğim mutfakta bir saldırıya uğradım. Hayatımın hiç bir köşesinde bu kadar karıncayı bir arada gördüğümü hatırlamıyorum. Hani küçükken yuvalarına ekmek taşıyan karıncalara yardım olsun diye evden getirdiğimiz ekmekleri yuva deliklerinin içine doğru ufalardık ya orada ki karıncalardan daha çok karınca gördüm bugün. Bu bir istila ! Sanırım evimden taşınmam lazım çünkü beni istemiyorlar. İşin ilginç tarafı çadırlarını nereye kurduklarını bilmediklerim bu karıncalar gündüzleri evde yoklar. Onlarda sabah 9 akşam 5 mesai saati çalışıyorlar sanırım. 1 tanesini bile gündüzleri görmediğim o karıncalar geceleri kumpas kurar gibi her yere ( yattığım oda hariç) saldırıp bir anda yok oluyorlar. Bu eski bir Türk savaş taktiği olabilir hiç bir fikrim yok.

4.09.2022

Mutluluk Nerede Bilmiyorum Ama Burada Değil

  


Ne düşündüm dün , Eylül ayına ne çok sorumluluk yüklüyoruz öyle. İnsan karşısına alıp hesap soramayacağı bir nesneye sorumluluk yükler mi hiç? Sosyal medya o kadar ilginç bir yer ki insanlar günlere sayılara aylara farklı anlamlar yükleyebiliyorlar. Eylül ayıda onlardan birisi. Eylül yazın bitimi sonbaharın başlangıcı benim için. Tam bir bahar, kış kızıyım. Eğer bir yaz ayını tatil yaparak geçirebiliyorsam o yıl yaz kızı da olabilirim elbette. Fakat evinde yada iş yerinde tüm gün kapalı bir kutunun içinde hapsolarak yaşanılan yazı nasıl sevebilirim ki. Eylül'e bir sorumluluk yüklemedim. Eylülden güzellikleri de getirmesini dilemedim.
                                                                  &
Mutluluk: Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu.

 ''Birine geri almaksızın hiç bir şeyi ödünç verdiniz mi? Evet geri almaksızın ödünç vermek'' Mutluluğun anlamına baktım. Beni tatmin eden evet benim için mutluluğun anlamı budur diyebileceğim bir tanımla karşılaşamadım ne yazık ki. Hep birilerine verilen ödünün sonucunda alınan durummuş gibi anlamlandırılmış. Hep mutlu olmak için çaba sarf etme ve başkasından geçme durumu vardı. Sahiden mutluluk başkasına verilen ödünler midir ? Ya da bir yaşam stili mi? Aslında bu konu hakkında bir şeyler yazmaya biraz çekindim. Mutluluğun tanımını bildiğimi düşünmüyorum. Çok göreceli olması ve bence spesifik bir örnekle tanımlanamaması durumu biraz zorlaştırıyor. Zaten 146 ülkenin içerisinde mutluluk sırası 104. olan bir ülke için bunu sorgulamak çok mantıklı değil. 

13.08.2022

Boşluk ve Arkadaş

"Sevgili Anna, en güvendiğin insanlardan kötülük görüp üzülmen güçsüz biri olduğun anlamına gelmez. Fizik kurallarına göre; sırtını dayadığın bir nesne birdenbire giderse sen de o yöne doğru devrilirsin. Yani bunun güçsüzlükle alakası yok.'''     

-Freud'un kızına yazdığı mektuptan



                       

                                         (Müzik için resmin üstüne tıklayınız)




Boşlukta asılı kalmanın ne demek olduğunu bilir misiniz ? Evet evet boşlukta kalmanın. Bir sabah kalkarsınız zaman akıyordur ama siz durmuşsunuzdur. Anlamını yitirmiş olan tüm nesnelerin içinde kenara itilmişsinizdir. Tuhaf bir farkındalık.. Etrafınızda geçen olayları takip edersiniz ama algılayamazsınız , senaryoda rolü biten bir oyuncu gibi. ''İnsan kendi ördüğü anlam ağlarında asılı kalmış bir hayvandır '' demiş Geertz. Ne tuhaf ağlar bozulsa boşluğa düşüyor zarar görse boşluğunda asılı kalıyor insan...


                                                               &

Bugün böyle bir gün i ş t e...
Çok sıcak ve güneşsiz bir gün. Gökyüzünün bir derdi var galiba ağlayacak ama ağlayamıyor gibi. Ay ne kötü bir ruh halidir o. Gökyüzü kavrulan saçlarını (rüzgarlarını) boğazıma sarıp beni daraltırken bir yazı yazmak istedim. Normalde günlerim çok atraksiyonlu geçer olaylar silsilesinde kendime sinecek bir yer bulurum ama bugün acayip bir şekilde sıkıcı geçti. Hiçbir şey yaşamadım. Öyle silinik bir gündü benim için. Hala akşam yemeğimi yemedim onun vermiş olduğu hafif bir baş ağrısıyla birlikte günün anlam ve önemini bulmaya çalışıyorum. Sanırım bu anlamsız günü güzel bir arınma gecesiyle bitireceğim. (11.08.22)

14.07.2022

Bunalım Perileriyle 5 Çayı



Sıcacık bir temmuz ortasına gelmişiz bile. Zamanın bu kadar hızlı akmasına artık şaşmıyorum,zamana yetişemez olmuşum ben. Akışına bıraka bıraka akışkan olan halim bunalım perilerine yakalandı bugün.
                                    
   &

Uzun zamandır yurt dışına taşınma gelgitlerim vardı. Dün gece bunun üzerine bir rüya gördüm. Amerika'ya taşınmışım ben LA'ya ya da San Fransisco'ya tam emin değilim. Rüyamdan uyanır uyanmaz hayır dedim ben bu ülkeden taşınamam aşırı ilginç ama hiç mutlu hissetmedim hiç bir şey bana ait değildi koşuyordum rüyamda fakat sokaklar bana ait değildi. Bastığım yer bana ait değildi huzursuzluk  kapladı içimi aitsizlik duygusuyla uyanıverdim birden. Meğer ne önemli şeymiş bulunduğun yere ait hissetmek. Dostoyevski'nin de dediği gibi ''Dünyanın en zor  hissi kendini ait hissetmediğin bir yerde bulunma zorunluluğudur. ''  Bu cümlenin doğruluğunu teyit etmiş oldum. Bir rüyaydı bu ama gerçek duygular içeriyordu.


&


Bir kahve yaptım bugün. Boş boş durdum bütün gün. Canım ne zaman sıkkın olsa boş boş dururum ben. Arkadaşım aradı canı ne zaman sıkkın olsa başka şeylerle meşgul edermiş kendini. Ben öyle değilim. O anı yaşamam lazım onu orada çözüp öyle yola devam etmem lazım. Yoksa artık yol boyunca arkadaşım olur yanımda. Böyle ortada bir sebep yokken canımın sıkkın olduğu zamanlarda hep ''Ben Kimim'' sorusunu soruyorum. Kendimi zorla döngü halinde olan bir paradoksun içine soku veriyorum. Cevapsız olan bütün soruları soruyorum kendime. Ben kimin ne'siyim ? Annemin kızı mıyım ben ? Kendimin sahibi miyim ? Yolda yürüyenin yabancısı mıyım ? Camlı balkonunda çiçeklerine suyunu veren can dostu muyum ? Bunları düşünürken aklıma Twitter'da çok gezen 7 yaşında ufacık bir çocuğun yazdığı dizeler geldi.

10.08.2021

Dertleşelim




 Merhaba,

    2021'in bitmesine 5 ay kaldı. Benim aklım hala 2019 'da parkta oturmuş kankalarıyla çay içiyor . Geçen zamanın nasıl geçtiğini anlayabilen var mı ? Gözlerimi bir açtım 25 olmuşum ben. Gelecek kaygısını yaşamadığım saçma sapan dertlerimi devlet sorunu ettiğim ergenlik yıllarımı çok özledim. Hep cümlelerimizi şöyle kurarız ya  ''18 yaşıma geri dönebilsem'' ya da ''şimdiki aklım olsaydı o zamanlar şunu yapardım '' diye heh ! bu zamanları yaşadığımda aklımda hep Tolstoy'un Bisiklet Teorisi geliyor. Geç kalmışlık hissini iliklerime kadar hissettiğim o an kendimi böyle motive ediyorum işte. Sanki yaşım geçtikçe daha çok çocuksulaşıyorum, eskiden daha olgunmuşum gibi geliyor . Belki de çocukken içimde kalan şeyleri şimdi elde edebilme imkanım olduğu içindir. Bir de yaşı büyüdükçe daha mı çok yalnızlaşıyor insan.. Eskiden günümü gün ettiğim arkadaşlarımla telefonla görüşmek bile bazen yoruyor beni.. Uzanıp öylece tavana baksam diyorum tüm gün.  Ergen dizileri filmleri izleyip, İngilizcemi geliştirmek için yabancı arkadaşlarımla konuşuyorum. Tabii son olan olaylardan sonra insan biraz utanmıyor da değil. Adaletsizlikten açılıyor konu, kadın haklarına geliyor sonra, hatta ekonomiye de değiniliyor aradan sıvışıp kaçmak yada durup sonuna kadar savaşmaya çalışmak   ikileminin ortasında kalıyorum. Ee tabi amazon ruhlu bir Türk kadını olunca hiç bir şeyin altında kalmıyorumda. Bu sıcak havada kendime kış için hırka örüyorum. Kış en sevdiğim mevsimdir benim.

23.04.2021

Bu Aralar Neler Oluyor ?




          

Herkese Merhaba :) 

Umarım güzel bir ay geçiriyorsunuzdur. Salgın hastalıkla boğuştuğumuz şu zaman da bir de alerjik öksürüğüm geldi buldu beni bir türlü kurtulamıyorum. Ramazan ayında olduğumuz için gün içinde takviye alamıyorum bu durum beni baya etkileyecek gibi. Salgın, öksürük, ramazan, sürekli evde olma izole zorunluluğu beni tam bir kısır döngünün içine sürüklemiş durumda. Neyse ki hala covide yakalanmadım en azından bunun için gururlanabilirim. Son durumlarda çevremde çok dikkat eden insanlarında salgına yakalandıklarını hata ağır şekilde geçirdiğini görüyorum. Sanırım ne kadar dikkat edersek edelim kendimizi dış dünyadan izole edip dışarıyla bağlantıyı tamamen kesmedikçe bu hastalık bizi teğet geçmeyecek. Yine de tedbirleri elden bırakmamak gerek. Aman dikkat. 

    Ramazan aylarında en çok arkadaşlarımla dışarıda iftar açmayı özledim 2 senedir bunu gerçekleştiremiyorum. Ama yine de bu olumsuzluklarında olumlu bir yönü olduğunu düşünüyorum. Kendimi her gün değiştirmek ve geliştirmek için çabalıyorum. Sıkı şekilde spor yapıyorum aynı zamanda yüz yogasına başladım.