Bu Aralar Neler Oluyor ?

          

Herkese Merhaba :) 

Umarım güzel bir ay geçiriyorsunuzdur. Salgın hastalıkla boğuştuğumuz şu zaman da bir de alerjik öksürüğüm geldi buldu beni bir türlü kurtulamıyorum. Ramazan ayında olduğumuz için gün içinde takviye alamıyorum bu durum beni baya etkileyecek gibi. Salgın, öksürük, ramazan, sürekli evde olma izole zorunluluğu beni tam bir kısır döngünün içine sürüklemiş durumda. Neyse ki hala covide yakalanmadım en azından bunun için gururlanabilirim. Son durumlarda çevremde çok dikkat eden insanlarında salgına yakalandıklarını hata ağır şekilde geçirdiğini görüyorum. Sanırım ne kadar dikkat edersek edelim kendimizi dış dünyadan izole edip dışarıyla bağlantıyı tamamen kesmedikçe bu hastalık bizi teğet geçmeyecek. Yine de tedbirleri elden bırakmamak gerek. Aman dikkat. 

    Ramazan aylarında en çok arkadaşlarımla dışarıda iftar açmayı özledim 2 senedir bunu gerçekleştiremiyorum. Ama yine de bu olumsuzluklarında olumlu bir yönü olduğunu düşünüyorum. Kendimi her gün değiştirmek ve geliştirmek için çabalıyorum. Sıkı şekilde spor yapıyorum aynı zamanda yüz yogasına başladım.

Yüz yogası diyip geçmeyin ilk başladığımda başım midem felaket haldeydi. İnsan zamanla alışıyor tabii. 2 sene önce aldığım Fransızca derslerini online  sertifikalı eğitim kuruluşları sayesinde tekrar başladım ve bugün Youtube üzerinde  ''0''dan İngilizce öğrenmeye adım atmış bulunmaktayım. İngilizce hayatımın kabusu gibi bir şey hem biliyorum hem de hiç bilmiyorum. Dışarıda İngilizce  konuşan bir turist görsem koşarak kaçabilirim herhalde 😅o kadar geriyor beni.  Ama halledicem bu benim savaşım. İlkokuldan beri İngilizce dersleri görmüş olmama rağmen Fransızcama daha çok güvenir haldeyim. Fransızca eğitimini Üniversite de bir kuruluştan almıştım yine Youtube üstünden de tekrar yapıyordum. Ama  bıraktığım an her şey uçup gitti beynimden. Dil konusunda berbat haldeyim ki günümüz Türkçesini bile doğru cümlelerle konuşamıyoruz artık. Neyse bu konuda yeterince dert yandım malum artık arkadaşlarla oturup karşılıklı dertleşemiyoruz bende yazmaya vuruyorum kendimi :) .

      Bu ay sadece 1 kitap okuyabildim hatta hala okuyorum henüz bitiremedim. ''Sineklerin Tanrısı'' William Golding 'in Nobel Edebiyat Ödüllü kitabı. Eminim herkes okumuştur. Bazen kendimi çoğu şeye geç kalmış hissediyorum hayat ne çabuk akıp gidiyor hiç bir şeye yetişemiyorum sanki. Kitabı bitirmemiş olsam da ana fikrinde azıcık bahsedebilirim sanırım. İnsanın içerisinde olan liderlik ego dürtüsüne değindiğini hissediyorum. Kitabın devamını okuyup göreceğim.

        Tüm günden ve işimizden geriye bize kalan zamanın azlığından yakınıyorum hep. Hele hiç susmayan telefonlardan mesleğimiz her ne olursa olsun 7/24 çalışır vaziyetteyiz. Bu durum insanın kendine olan  saygınlığını yitiriyor bence. Kendime ayırmaya çalıştığım vakitte hem örgü örmeye hem de dikiş öğrenmeye çalışıyorum. Tabii dikişi de kendi çabamla öğrenmeye çalıştığımdan pek becerebildiğim söylenemez ama ilerisi için hedefim artık kendi istediğim kıyafetleri kendim örüp kendim dikmek istiyorum. Ahh hayatımda kendimle ilgili ne çok isteğim var. Umarım bu istekler hiç son bulmaz ben dahil herkes kendine yeni keşifler yeni heyecanlar arar çünkü bu küçük yaşantımızda önemli olan kendi potansiyelimize  kavuşmak. 

           Eğer sizde kendinizi geliştirmek istiyorsanız ama ne konu da olacağına dair bir fikriniz yoksa önünüze gelen her şeyi denemekten çekinmeyin ''neyin size göre olduğunu bilemezsiniz.'' Ben bu aralar ADA ATÖLYE 'sinin online derslerine katılıyorum benim için daha pratik oluyor ama daha profesyonel bir mecra isterseniz İSTANBUL İŞLETME ENSTİTÜSÜ ' nü önerebilirim. Hem çoğu ders ücretsiz hem de işinde uzman kişiler tarafından size hizmet sunuluyor. Bence hem evimde oturayım hem de kendimi  geliştireyim diyenler için (yani ben😁) harika bir fırsat. Sizin de bana önerileriniz varsa bekliyorum her konu da öneriye açığım. Herkese sağlıklı huzurlu Razamanlar dilerim. :)

                                                                    &