I
Peki ya ne oldu bu yıl ?
Ocak doğum günümdü ben doğdum. Şubatta acıyla kavruldum.
Yılın başında doğdum sonra öldüm. Öğrendim ki bu hayatta sevdiğim insanlar
ölebilirler-miş. Biliyor musunuz ben hayatımda ilk kez mezarlık gördüm. İlk kez
girdim bir mezarlığa. Toprağa dokundum çıplak ayakla değil ellerimle.. altında
sevdiğim birinin varlığını bilerek suladım o toprağı ölü toprağı neden sulanır
bilmem ama suladım işte. Çok ağladım hala daha ağlıyorum. Sevmiyorum artık
doğum günlerimi biliyorum çünkü bir daha ki ay ölümle tanıştıracak beni.
Eğer
o hastane kapısında söylentilere inanıp hazırlasaydım kendimi o kadar emin
olmasaydım dedemin ölmeyeceğinden bu kadar yaralanmazdım belki. Ama bana göre
hep başkaları ölür. Hep başkalarının bir şeyleri gömülürdü o toprağa. Kendimden
ve sevdiklerimden o kadar uzaktı ki o ölümler. Çünkü ben hiç ölüm acısıyla
sınanmamıştım .
İnanmak istemediğim bu olay bana hayatımın en büyük dersini verdi evet
Esra senin sevdiklerinde ölebilir !
Böylelikle içine doğduğum o dede evinin artık eskisi gibi olmayacağı bilinci beni yerden yere vurdu. Çocukluk anılarımı bu hayattan başka bir hayata savurdum. Geleceğe dair kurduğum bütün hayal karelerinden bir bir çıkartmak zorunda kaldım onu.
İşte bana bu yılın en büyük öğretisi bu oldu ve bu dünyadan benim dedem geldi geçti.
&