Ne düşündüm dün , Eylül ayına ne çok sorumluluk yüklüyoruz öyle. İnsan karşısına alıp hesap soramayacağı bir nesneye sorumluluk yükler mi hiç? Sosyal medya o kadar ilginç bir yer ki insanlar günlere sayılara aylara farklı anlamlar yükleyebiliyorlar. Eylül ayıda onlardan birisi. Eylül yazın bitimi sonbaharın başlangıcı benim için. Tam bir bahar, kış kızıyım. Eğer bir yaz ayını tatil yaparak geçirebiliyorsam o yıl yaz kızı da olabilirim elbette. Fakat evinde yada iş yerinde tüm gün kapalı bir kutunun içinde hapsolarak yaşanılan yazı nasıl sevebilirim ki. Eylül'e bir sorumluluk yüklemedim. Eylülden güzellikleri de getirmesini dilemedim.
&
Mutluluk: Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu.
''Birine geri almaksızın hiç bir şeyi ödünç verdiniz mi? Evet geri almaksızın ödünç vermek'' Mutluluğun anlamına baktım. Beni tatmin eden evet benim için mutluluğun anlamı budur diyebileceğim bir tanımla karşılaşamadım ne yazık ki. Hep birilerine verilen ödünün sonucunda alınan durummuş gibi anlamlandırılmış. Hep mutlu olmak için çaba sarf etme ve başkasından geçme durumu vardı. Sahiden mutluluk başkasına verilen ödünler midir ? Ya da bir yaşam stili mi? Aslında bu konu hakkında bir şeyler yazmaya biraz çekindim. Mutluluğun tanımını bildiğimi düşünmüyorum. Çok göreceli olması ve bence spesifik bir örnekle tanımlanamaması durumu biraz zorlaştırıyor. Zaten 146 ülkenin içerisinde mutluluk sırası 104. olan bir ülke için bunu sorgulamak çok mantıklı değil.
&
Küçükken ananemin bir komşusu her hafta hediye alırdı bana bir keresinde kasasında bir sürü tüp bulunan bir kamyon almıştı. Bir keresinde de ananem ve dedem bana bir mutfak seti almışlardı içinde doğum günü pastası ve mumları bile olan bir set. En son ne zaman mutlu olduğumu hatırlamaya çalışırken aklıma geldi bence insanın en son mutlu olduğu değil de en çok mutlu olduğu zamanlar daha çabuk aklına geliyor. Ananem ve dedemle geçen anılarımı çok seviyorum. Tabii insan tabiatı gereği değişen ve gelişen bir mahluktur. Büyüdükçe mutluluğun anlamı ve şekli değişiyor insan için. Bu aralar ise hiç büyümeyen bitkimle konuştuktan sonra hızlıca büyümesi gözlerimi yaşartıp beni mutlu etmedi değil; Aslında aradığım mutluluğun tanımı tam olarak bunları örnek gösterecek kadar somut değil. Schopenhauer 'in de dediği gibi yaşam daima bir sona doğru akar. Yaşamın gayesi mutlu olmak değil arzulamak, çabalamak, özlemek ve acı çekmektir....
Bir yazı okumuştum. Aklımda kaldığı kadarı şöyleydi: ''Nerede, nasıl, kim tarafından, ne şekilde doğduğumuz değil bu dünyada nasıl yaşadığımız ve nasıl ayrılacağımızdır önemli olan'' . Başka seçeneğimiz yok, hepimiz yaşamaya mahkumuz öyleyse en az acıyla nasıl yaşamamız gerektiğini öğrenmemiz gerek. Ki her şey tezatlığından doğar. Yani acının olmadığı hiç bir yerde mutluluğu arayamayız bence. Bir sancıdır var olmayı sağlayan.
Artık resmin içinde müzik saklı dememe gerek var mı ? Ama ben yine de tekrarlıyım resmin içinde bir müzik saklı.
&
O zaman ben de mutlu ve huzurlu bir eylül ayı diliyorum! 💜💜💜
YanıtlaSilGünün anlam ve önemi bu olsun o zaman bende senin için diliyorum. 💜
SilBazen bazı şeylere anlam yüklemek beklentiyi yükseltiyor. İnsanları umut dinç tutuyor ve bununla besleniyorlar anlam yüklemeleri bundan sanırım. Mutlulukla ilgili bende ödünle alakası olduğunu düşünmüyorum. Hiç bir filozofta da bu şekilde açıklandığını okumadım. Ama Türkçe karşılığında bu anlamı gördüm.
YanıtlaSilMerhabalar.
YanıtlaSilMutluluk, kesinlikle bir zihin ve duygu durumu değildir. O bir insanın ilgi ve çıkarlarının tümünü içine alan temel bir ilişkidir. Haz ile mutluluğu karıştırmamak gerekiyor. İnsanın yetenek ve olanaklarının uyumlu bir bütün içinde gerçekleşmesine de insan mutluluğu diyebiliriz.
Her günün, her haftanın, her ayın ve her mevsimin insanlar gibi sorumlulukları zaten var! Yaşamını proğramlayan insanlar günlere, haftalara, aylara ve mevsimlere sorumluluğu yüklemek zorundalar. Aslında yüklenen bu sorumluluklar ne güne, ne haftaya, ne aya, ne de mevsimleredir, sorumluluğu farkında olmadan insan kendine yükler. Zaman, hamallığı hiç sevmez zaten. Tüm yükleri insan kendisine yükler de farkında değildir.
Geçmişe olan özlemimizin içinde ne vardır? Sizin de dediğiniz gibi uzun süren mutluluklarımız, yani iyi günlerimiz vardır. Hiç geçmişteki kötü günlere, acılara özlem duyar mıyız? Asla!.. Hep mutlu olduğumuz iyi günleri özleriz. Yaşam acısıyla tatlısıyladır. Ama her nedense biz hep tatlıyı özleriz.
Ülkemizin mutluluk sırasında zaten üst sıralarda yer alamayacağımız belli. TÜİK buraya da el atsa ya!.. Mutluluğu kim kaybetmiş ki, biz bulacağız? Mutluluk bize fersah fersah ötede. Mutluluğu bize bir tarif edin desek, onlar mutluluğu tarif etmek için hiç sıkıntı çekmezler. Çünkü onların felsefe kaynakları o kadar hazır cevap ki, aklı fikir ermez! İnsanın dünya ve ahiret mutluluğunu tesis eden olguya din denir. Dinler, insanların dünya ve ahiret mutluluğunu temin etmesine temin ediyor da, ancak onlar, dini sadece ahiret dini yaptılar. Kendileri de dünyanın zevkini çıkarıyorlar.
Lafı fazla uzattık. Sürç-ü lisan ettimse affola. Selam ve saygılarımla size mutlu günler dilerim.
Aslında bahsetmek istediğim olay insanların haftaları günleri programlamaları değil o günlerden ve aylardan bir şey beklemeleri. Güzel yorumunuz ve fikirleriniz beni çok mutlu etti. Teşekkür ederim.
SilMerhaba. Yeni bitirdiğim filmin üzerine yazını okumam tatlı bir rastlantı oldu. Film öğretmenin öğrencilere verdiği ders sırasında bu söyledikleriyle nihayetleniyor;
YanıtlaSil"Daimi aşk ve mutluluk hayaldir. Daima yeni bir şeylerin peşinden gitmek daha iyidir. Eğer 10 dakikadan daha fazla
kendinizi mutlu hissediyorsanız aptalsınız demektir!" Schopenhauer'ın çabalama diye ifade ettikleri, yazdığım sözde yeni bir şeylerin peşinden gitme şeklinde karşılık bulmuş. İnsanı ayakta tutan çabalama eylemi. Çabanın ne getireceğini kestirmekte güç, bahtımıza ne çıkarsa diyoruz. Çiçeğin yüzünü güldürmüş mesela. Bir çabanın ürününü almışsın. Buna sevindim. :)
Sosyal medya gün kutlamalarında da bir çabalama eylemi söz konusu tarafları mutlu eden bir durum mutlaka ortaya çıkıyordur.
Bu güzel rastlantıya ve güzel alıntına sevindim. Bu tarz felsefi bakış açıları beni hem içine çekiyor hem de bir o kadar buruklaştırıyor. Bir çok filozofa göre mutluluk denilen bir şey yoktur. Kimisi farklı alıgılara yönlendiriyor mutluluğu.. Daha önceden de belirttiğim gibi somut bir anlama oturtturacağımız bir kelime değil.Filmi merak ettim, blogunuza kesin yazmışsınızdır bakacağım :) güzel yorumunuz için teşekkür ederim
SilFilmin yönetmeni olan Baltasar Kormakur'un Beast filmi vizyona girince eski çektiklerine göz atmıştım. White Night Wedding 2008 filmin ismi, tipik İzlanda filmlerinden. :)
SilYorum için teşekkür ederim fotohastasiempre. Filme bakacağım :)
SilTabiatın halleri (yaşam döngüsü) ile insan kendini özdeşleştiriyor çoğunlukla, mevsimlere yüklenen anlamlar da bundan olsa gerek. Günlere anlam yükleme bunun dışında :) köpüklü banyo günü, trip atma günü gibi günler var keza
YanıtlaSilKöpük banyo günü için bir küvetimin olmaması beni üzdü şu anda :)) Güzel yorumunuz için teşekkür ederiim
Silkasasında tüpleri olan kamyondan benimde vardı küçüklüğümde :)
YanıtlaSilNe güzeldi onlaar :)) Güzel yorumunuz için teşekkür ederim
Silgüzel şarkılar mutlu ediyor, beyaz gibi :) anane dede anılarını yazsan ya arada bir :) eylül bence de aktivite başlama ayı :) sergiler, tiyatrolar, okullar, kurslar, hayata dönme ayı :)
YanıtlaSilEvet aslında bu bakış açısıyla bakıldığında yıl başına eş değer gibi yıl başını Eylülde kutlasak ya :)) Dedem ve ananem benim için aşırı özel aklıma geldikçe bahsederim mutlaka :)
SilMutluluğun kesin bir tanımı yok. Mutluluk kişiye göre değişiyor bence. İnsan, nasıl mutlu olduğunu bulmalı.
YanıtlaSilKesinlikle öyle ve çok değişken bir durum hatta genlerden gelen bir durum bile olabilir bazı insanlar çok pozitifken bazıları melankolidir herkesin mutluluk anlayışı çok farklı yerlerde. Güzel yorumun için teşekkür ederim Mert.
SilHaftasonu okuyup bitirdiğim kitapta da mutluluk konusunda çok güzel tespitler vardı. Yazını okuyunca onları anımsadım tekrar. Hatta bir alıntısını seninle paylaşmak isterim. :)
YanıtlaSil"Son olarak, mutluluğun şansa veya olduğumuz şeye bağlı olmadığını da söylemek isterim. Mutlu olmaya karar verdiğimiz için mutlu oluruz. Mutluluk, alışkanlığa dönüşmek için inşa edilmeye, ardından da her gün beslenmeye ihtiyaç duyan bir duygudur. Bir felsefeci gözüyle benim için mutluluk, çoğu insanın sandığının aksine bir varış noktası değil, hayat boyu yürünen bir yolculuktur."
kendimi felsefi kitaplarda nihistliğe daha çok yakın hissediyorum tabi bu yolda daha yeniyim. Okuduğun kitap bana biraz bunu anımsattı. Güzel yorumun için teşekkür ederimm
SilBenim eylüle yüklediğim tek anlam kışın daha da yaklaşmış olması, kış candır. :)
YanıtlaSilBende tam anlamıyla kış kızıyım kalın kazaklar ve kar tatilleri kayaklar favorimdir ve sıcak çikolata :) Güzel yorumun için teşekkür ederim she is the man.
SilKışı ben de severim. Sırf bunun için Eylül beni mutlu eder. Aa kışa yaklaştık derim. Sadece eski anılarında değil her zaman mutlu olmanı diliyorum. Kendine zaman ayırmayı da unutma, yazın da diğer zamanların da güzelleşecek bence. Çokça sevgiler. :))
YanıtlaSilGüzel yorumun için teşekkür ediyorum Eylül Su. :)
SilBende kış insanıyım hem de karakış:) Güzel yazı, elinize sağlık:)
YanıtlaSilKarı ve kar tatillerini çok severim ama en fazla 3 gün, gün tamamlanınca benim için kış bitiyor bahar gelsin istiyorum :) İnsanoğlunun doyumsuzluğu işte. Güzel yorumunuz için teşekkür ederim
SilBen Eylülden biraz serinlik beklemiştim, verdi.Üşüyorum şimdi de :) Mutluluk bir mevsim sürse keşke, bir ay sürse ama nerde, anlık bir duygu durumu sadece.
YanıtlaSilKesinlikle mutluluktan çok huzur dilemeli insan güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim aytacrafts :)
Sil"Mutluluk nerede bilmiyorum. Ama burada değil." demişsiniz yazınızın başında . Oysa ben bu güzel, içten yazıyı okurken çok mutlu oldum. Ama uzun bir yorum yazmışken sonuçta yorumum yayınlanmadan kaydı gitti. Mutsuz oldum tabii. Mutluluk ya da mutsuzluğun anlık olduğuna inanıyorum.
YanıtlaSilBen en çok baharlarda mutlu olurum. Yeniden doğuş gibidir baharlar.
Tüm mevsimler güzellikleriyle gelsin.
Sevgiyle Dear Monarosa.
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ediyorum. İyi ki yorum yapmışssınız bazen benim de yorumlarım siliniyor yada ismine ne deniyorsa ondan oluyor, bazen tekrar yorum yapmakta zorlanıyorum çünkü yorumlarımı genelde uzun tutarım. Siz yığılmayıp tekrar yazma kararı almışsınız çok teşekkür ederim :)
SilMutluluğa çok büyük anlamlar yüklüyoruz sanki, coşku, heyecan vs. bir sürü şeyin karışımıymış gibi ama mutluluk huzurun içinde saklı küçük anlar bence, mesela sizi mutluluktan ağlatan bitkiniz gibi..:)
YanıtlaSilGüzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Balkondaki yerini sevmese odamda gözümün önünden hiç ayırmayacağım o kadar bir bağla seviyorum bitkimi :) Güzel yorumunuz için teşekkür ederim
SilMüziği dinlerken bir yandan da yorumumu yazıyorum şimdi:))) Ben mutluluğun hep insanın içinde olduğunu düşünürüm, söylerim. Herkese göre mutluluğun tanımı çok farklı, bu da çok doğal. Benim için son zamanlarda yaşadığım huzursuzluk geçerse dünyanın en mutlu insanı hissedeceğim kendimi, başkasına göre benim mutluluk sebebim saçma, anlamsız gelebilir.
YanıtlaSilYazdıklarına katılıyorum, mutlu olmak için bir şeylere anlam yüklemeye gerek yok. En son ne zaman mutlu oldum? sorusuna şu an cevap vermekte zorlanıyorum. Bu aralar içinde bulunduğum psikolojik durumum da etkili tabii...
Şarkıyı daha önce dinlememiştim, çok sevdim bu arada:)))
Çok güzel yazmışsın, umarım senin için her şey yolundadır:))))
Umarım en kısa zamanda içindeki tüm düğümleri çözersin. Benim hayatımda biraz sallantılı fakat olaylara bakış açımı değiştirmeye çalışıyorum. Güzel yorumuniçin teşekkür ederim :)
SilMutluluğu yazılarımızda çok tartıştık.
YanıtlaSil"Mutluluk: Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu." tanımına itirazım var. Bence mutluluk anlık bir olay. İrili ufaklı pek çok şeyden mutlu oluruz ama sürekli bir mutluluk olamaz. www.filmgundemi.com un yorumunda dile getirilen görüşe katılıyorum. Ayrıca Schopenhauer, kendimi en yakın hissettiğim filozof.
Yazınızın sonunda yer alan "Başka seçeneğimiz yok, hepimiz yaşamaya mahkumuz öyleyse en az acıyla nasıl yaşamamız gerektiğini öğrenmemiz gerek." Schopenhauer'ün en sevdiğim sözlerinden biri.
Yazımdan da belli olacağı üzerine benimde en çok etkilendiğim isim Schopenhauer. Yazımdaki resmi seçerken bile buna dikkat ederek seçtim. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim.
SilBen her şeye anlam yükleyenlerdenim sanırım. O zaman daha çok farkında oluyorum mevsimlerin, hayatın..
YanıtlaSilEskiden bende öyleydim. Tabii benim anlam yüklemelerim farklıydı biraz daha totem şeklindeydi ve beni kötü etkiliyordu bıraktım :)
SilEskiden her şeye anlam yüklerdim artık pek yüklemiyorum galiba..
YanıtlaSilMutluluk tanımı değişir bence kendinden memnun olma halidir...
Kesinlikle öyle :)
SilO tüpçü kamyonunu hatırlayınca ben de mutlu oldum bak şimdi. Benim kendimin var mıydı yoksa komşu çocuklarında mı vardı onu hatırlamıyorum ama. İnsanlar değiştiği gibi oyuncaklar da değişiyor sanırım. Bu tüpçü kamyonundan benim çocuklar mutluluk duymaz mesela. :(
YanıtlaSilŞimdiki çocukların eğlence anlayışıyla bizim çocukluğumuzun eğlence anlayışı farklılaştı maalesef. Şimdi ki çocuklar sadece ellerine alabildikleri bir kutudan haz alıyorlar :)
SilEmekli olmama bir kaç ay kaldı. Büyük hayallerim var. Henüz gerçekleşmemiş olması bile beni mutlu olmaktan alıkoymuyor. Niye mi? Hayallerime ortak olacak ailem her vakit yanımda. Onların sıcacık varlıkları dahi beni mutlu etmeye yetiyor. Sanırım mutluluğun bir reçetesi yok. Her hasta kendine iyi gelen bir ilaca bir şekilde ulaşabilmesi gerekiyor. Ulaşan mutlu oluyor. Ha bu arada bu ilaçları çocukların ulaşabileceği yere koyuverin.
YanıtlaSilSizin adınıza çok sevindim. Umarım hayallerinizi ve daha nicelerini sevdiklerinizle birlikte gerçekleştirirsiniz ..
SilSuper blog
YanıtlaSilPlease read my post
YanıtlaSilelbet bir gün demiş zeki müren:)
YanıtlaSilBizde öyle diyelim o zaman :))
Silher doğan gün bir umut yaşayan için. :)
YanıtlaSilGüzel bir motto oldu :)
Sil