DİKKAT! ''Bu belge 01 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanuna dayanılarak hazırlanmış ve yıpranma payını da göz önünde bulundurarak hayatının garanti belgesi kapsamında yeniden onarılmasına karar verilmiştir.''
Selam
Hayatımın Birinci Bölümünden Kesit,
İtiraf etmeliyim ki yalnızca kötü hissettiğim dönemlerde yazma gereksimi duyuyorum. Aslında doğru kelime karmaşada olabilir bilemiyorum. Yalnızca çok sosyalleşmek ve içine kapanmak arasında gidip geliyorum ve asla orta yolu bulamıyorum. Çok toksik hissettiren ve oraya ait olmadığım alnımda bile yazan işimden ayrıldım. Bir çok kişinin belki de hayal ettiği iyi maaşlı iyi pozisyonu olan bir iş nasıl oluyor da insanın hayatını bu kadar cehenneme çevirebiliyor??? neyse ki hiç pişman hissetmiyorum. Aslında bundan biraz utanıyorum bu devirde işsiz kalmak beni biraz geride kalmış hissettirmiyor değil. Belki de ben çalışmak için fazla naifimdir. İş yeri benim için para kazanmak için zaman öldürülen bir yerken insanların küçücük dükkanlarda bile bu kadar entrika içinde küçücük pozisyonlara göz dikip ufak hataları gözetlemesi bana bu yaşta ve bu tecrübede bile fazla geliyor. Ayrıca ufak yalanları ve iftiraları da komik buluyorum.
Hayatımın İkinci Bölümünden Kesit,
En azından bir şeyler güzel gitsin diye gereksiz şekilde çabalarken çokta sağlam temeller üzerine kurmadığım ilişkimi bitirme kararı aldım. Çok ani ve hızlı şekilde başlayan ilişkim çok ani ve hızlı bir biçimde son buldu. Yine bir itiraf geliyor ki bu benim şuana kadar kendimi en güvenli hissettiğim ilişkimdi .Bazen biz kızlar böyle hissederiz ya da bilinçli olarak böyle hissettiriliriz. Çoğu zaman da bu güven bizi yarı yolda bırakır. Ama biliyor musunuz kendime has olan çizgilerim ve sivri dişlerim sayesinde belki de ileri de pişman olacağım bir çok olaydan kendimi sıyırmış buldum. Çünkü gerçek sevgide şüphelere asla yer yoktur.
Hayatımın Üçüncü Bölümünden Kesit,
Hayatım dönme dolap gibi allak bullak giderken kendimi koyu vermemek adına her yıl bana uğrayan hayatımı düzene sokma perileri bu sene de ziyaretime geldi kendi kendime iki lafın belini kırıp hayaller kurup planlar yapıp yarına hazır bir şekilde uyumuştum ki... Arkadaşlarımın bakımını nasıl yapıyorsun diye sorduğu benimde övüne övüne pahalı macunlardan tutup dil temizleyicisine kadar detaylı anlattığım nankör dişlerimin ağrısıyla uyandım. Aynada 20’lik dişimin şiştiğini ve bana yeni bir yüz şekli hediye ettiğini gördüm. Kübizm etkisi altında biraz da anamorfik esintiler içeren yeni yüzümle güne başladım. Acil bir randevu alacaktım ki İstanbul’un hiç bir diş hastanesinde randevu bulamadım. Daha kötüsü işten yeni ayrılmış bir kadın olarak bütün mal varlığımı kendi isteğim doğrultusunda olmadan bu nankör dişe harcamak zorundayım. Hayat bu ay bana hiç şans vermedi. Halbuki ben sabah erken kalkıp sporuma gidip daha sonra ormanda yürüyüş yapıp bir yerde kahve içip eve gelip biraz kendimi geliştirmek adına yeni diller öğrenecektim hatta yeni kitaplar sipariş edip kendimi ilime bilime adayıp mentalimi topladıktan sonrada yeniden bir işe girecektim. Hayat benim planlar yapmama asla izin vermiyor. Bu aya baktığımda sağlığımdan işimden ve ilişkimden olduğumu gördüm. Bir anda bana lazım olan her şey beni terk etti. Aniden deprem oluyormuş gibi hissedip panik atak yaşamamı saymıyorum bile. Belki de biraz ağlamak için kendime zaman vermeliyim. İlk defa bu kadar kendi içimde bulunduğum durumu hissetmeden atlatmak istiyorum. Duygularım ve her şeyin üst üste gelmesi o kadar dağınık ki beynimde bir türlü kendimi toparlayamıyorum. Zaman çok hızlı akıp gidiyor ama ben olduğum yerde aynı sorunlarla başa çıkmaya çalışacakmışım gibi hissediyorum. O yüzden sorunlarımı görmezden geliyorum otomatik olarak ortada bir sorun kalmıyor gibi geliyor ama bedenim zihnim bana dur diyor aynı zaman da da koş diyor. Ne yapacağımı şuan için bilmiyorum ama önceliğim şu dişten bir an önce kurtulmak...
Hayatımın Birinci Bölümünden Kesit,
İtiraf etmeliyim ki yalnızca kötü hissettiğim dönemlerde yazma gereksimi duyuyorum. Aslında doğru kelime karmaşada olabilir bilemiyorum. Yalnızca çok sosyalleşmek ve içine kapanmak arasında gidip geliyorum ve asla orta yolu bulamıyorum. Çok toksik hissettiren ve oraya ait olmadığım alnımda bile yazan işimden ayrıldım. Bir çok kişinin belki de hayal ettiği iyi maaşlı iyi pozisyonu olan bir iş nasıl oluyor da insanın hayatını bu kadar cehenneme çevirebiliyor??? neyse ki hiç pişman hissetmiyorum. Aslında bundan biraz utanıyorum bu devirde işsiz kalmak beni biraz geride kalmış hissettirmiyor değil. Belki de ben çalışmak için fazla naifimdir. İş yeri benim için para kazanmak için zaman öldürülen bir yerken insanların küçücük dükkanlarda bile bu kadar entrika içinde küçücük pozisyonlara göz dikip ufak hataları gözetlemesi bana bu yaşta ve bu tecrübede bile fazla geliyor. Ayrıca ufak yalanları ve iftiraları da komik buluyorum.
Hayatımın İkinci Bölümünden Kesit,
En azından bir şeyler güzel gitsin diye gereksiz şekilde çabalarken çokta sağlam temeller üzerine kurmadığım ilişkimi bitirme kararı aldım. Çok ani ve hızlı şekilde başlayan ilişkim çok ani ve hızlı bir biçimde son buldu. Yine bir itiraf geliyor ki bu benim şuana kadar kendimi en güvenli hissettiğim ilişkimdi .Bazen biz kızlar böyle hissederiz ya da bilinçli olarak böyle hissettiriliriz. Çoğu zaman da bu güven bizi yarı yolda bırakır. Ama biliyor musunuz kendime has olan çizgilerim ve sivri dişlerim sayesinde belki de ileri de pişman olacağım bir çok olaydan kendimi sıyırmış buldum. Çünkü gerçek sevgide şüphelere asla yer yoktur.
Hayatımın Üçüncü Bölümünden Kesit,
Hayatım dönme dolap gibi allak bullak giderken kendimi koyu vermemek adına her yıl bana uğrayan hayatımı düzene sokma perileri bu sene de ziyaretime geldi kendi kendime iki lafın belini kırıp hayaller kurup planlar yapıp yarına hazır bir şekilde uyumuştum ki... Arkadaşlarımın bakımını nasıl yapıyorsun diye sorduğu benimde övüne övüne pahalı macunlardan tutup dil temizleyicisine kadar detaylı anlattığım nankör dişlerimin ağrısıyla uyandım. Aynada 20’lik dişimin şiştiğini ve bana yeni bir yüz şekli hediye ettiğini gördüm. Kübizm etkisi altında biraz da anamorfik esintiler içeren yeni yüzümle güne başladım. Acil bir randevu alacaktım ki İstanbul’un hiç bir diş hastanesinde randevu bulamadım. Daha kötüsü işten yeni ayrılmış bir kadın olarak bütün mal varlığımı kendi isteğim doğrultusunda olmadan bu nankör dişe harcamak zorundayım. Hayat bu ay bana hiç şans vermedi. Halbuki ben sabah erken kalkıp sporuma gidip daha sonra ormanda yürüyüş yapıp bir yerde kahve içip eve gelip biraz kendimi geliştirmek adına yeni diller öğrenecektim hatta yeni kitaplar sipariş edip kendimi ilime bilime adayıp mentalimi topladıktan sonrada yeniden bir işe girecektim. Hayat benim planlar yapmama asla izin vermiyor. Bu aya baktığımda sağlığımdan işimden ve ilişkimden olduğumu gördüm. Bir anda bana lazım olan her şey beni terk etti. Aniden deprem oluyormuş gibi hissedip panik atak yaşamamı saymıyorum bile. Belki de biraz ağlamak için kendime zaman vermeliyim. İlk defa bu kadar kendi içimde bulunduğum durumu hissetmeden atlatmak istiyorum. Duygularım ve her şeyin üst üste gelmesi o kadar dağınık ki beynimde bir türlü kendimi toparlayamıyorum. Zaman çok hızlı akıp gidiyor ama ben olduğum yerde aynı sorunlarla başa çıkmaya çalışacakmışım gibi hissediyorum. O yüzden sorunlarımı görmezden geliyorum otomatik olarak ortada bir sorun kalmıyor gibi geliyor ama bedenim zihnim bana dur diyor aynı zaman da da koş diyor. Ne yapacağımı şuan için bilmiyorum ama önceliğim şu dişten bir an önce kurtulmak...
Müthiş gelişmeler olmuş hayatınızda... çok iyi kotardığınızı hissediyorum satırlardan. Üst üste gelen sınavlar karşısındaki tutum, gelecek günlerin mimarıdır. Bence harika şeyler olacak hayatınızda. :) @>---------
YanıtlaSilSevgiler,
Momentos. Güzel yorumun için öncelikle teşekkür ederim. Bence de harika şeyler olacak
Silgeçer bu günler de yine keyifli neşeli günlere geçersin, iş de bulursun nasıl olsa :)
YanıtlaSildeeptone. Evet aynen öyle sadece kendime odaklanmak istiyorum bu süreci bu şekilde atlatacağım.Güzel yorumun için teşekkür ederim
SilYazın çok güzeldi, durumu içtenlikle ortaya koyuş biçimindeki farkındalık da...
YanıtlaSilAklıma doğrudan bir kitapdaki bir bölümü getirdi, sıklıkla göz attğım. Umarım daha önce önermemişimdir:) Kısa ve güzel bir kitaptan bir bölüm, ufak da olsa karmaşık düşüncelere iyi gelebilecek bir paragraf... Patrick Suskind'in Güvercin adlı kısa romanından...
"Yürümek yatıştırır. Yürümede sağaltıcı bir güç vardır. Düzenli biçimde hep ayağı öbürünün ilerisine basma, aynı zamanda kolları ritmik bir biçimde kürek çeker gibi sallayıp soluma sıklığının yükselmesi, nabzın hafifçe uyarılması, gözün ve kulağın yönün saptanmasına ve dengenin korunmasına yönelik etkinlikleri, akıp giden havanın deri yüzeyinde duyumlanışı -
bütün bunlar bedenle zihni hiç karşı durulmaz biçimde birbirine yaklaştıran ve ruhu, ne kadar dumura uğramış, zedelenmiş de olsa, büyüten, genişleten olaylardır."
buraneros. Öncelikle güzel yorumun için teşekkür ederim. Kitap kesitini bir kaç kere okudum sinsire sindire yavaş yavaş her şey bir akışta akışın yönünü değiştirmekte elimde belki yürüyerek değil emekleyerek ama değişecek. Kitabı okumadım ama okuma listeme aldım. eminim ki içinde tam bana göre olan başka cümlelerde vardır.
SilYazdıkların o kadar içten ve samimi ki çok etkileyici gerçekten . Zor günler geçirmiş ve geçiriyor olabilirsin. Hayatın neyi getireceği hiç belli olmuyor gerçekten. Bütün söylediklerine katılıyorum. Ama şunu unutma geçecek güzel günler seni bekliyor buna inanıyorum ve sana güveniyorum . Sende buna inan lütfen sevgiler ♡
YanıtlaSilCanım Azram ♡ Güzel ve destekleyici yorumun için çok teşekkür ederim.
Silİş konusuna takılma bence, mutsuzken çekilmiyor. Millet cesaret edemediği için bırakamıyor, kendini heba ediyor. Ben de kaç kere bıraktım, istemiyorsam istemiyorumdur o kadar.
YanıtlaSilAllah iyi insanlarla karşılaştırsın, bu devirde herhangi birine güvenmek zorlaştı. Geçmiş olsun.
Duygu Özkan, güzel yorumun için teşekkür ederim.
SilHakikaten her şey üst üste gelmiş, geçmiş gitmiş olsun. Gelecek günler güzel şeylere gebedir, her şey gönlünüzce olsun:)
YanıtlaSilGül Akça, güzel yorumunuz ve temenniniz için çok teşekkür ederiim
SilBazen yeni bir şeyler kurmak için sağlam olmayan şeylerin yıkılması gerekiyor. Çünkü sonra belki de daha büyük bir yıkımın ortasında kalabiliriz. Bunu uzaktan söylemek pek tabi kolay ve normalde de tam da bu nedenle bu basmakalıp görünen fikrimi asla yazmazdım ben kim oluyorum ki derdim ama yazını okurken içimden geçen en baskın düşünce buydu. Diş sorunun da umarım hemen hallolur. Dişlerle ilgili her şey benim için travmatik... Umarım içine sinen bir yerde güzel bir iş de bulursun hemen. Umarım gönlüne göre ve sana hak ettiğin o sağlıklı ve değerli hissettiğin aşkı verecek partneri de belki... Ve belki de, evet duygularını yaşamalı ve zamana güvenmelisin. İyi ki yazdın. Bir arkadaşımla konuşuyormuş gibi hissettim yazını okurken.
YanıtlaSilİlkay. Estağfirullah ben kimim ne demek, siz benim blog ailemsiniz eğer öyle düşünecek olsam yazdıklarımı hiç buraya taşımazdım günlüğümde kalırdı ama paylaşmak istedim çünkü sizin bana vereceğiniz her düşüncenize ihtiyacım var. Diş sorunumu hallettim artık geriye iyileşmesi kaldı. sağlığımla birlikte mentaliminde her şey zamanla... güzel yorumun için teşekkür ederim.
SilÜst üste zor kararlar vermek zorunda kalmışsınız ama en önemlisi sağlık gibi görünüyor. Önce fiziksel acıları dindirmek gerekiyor.
YanıtlaSilHakkınızda hayırlısı olur inşaallah.
Müfred. Güzel yorumun temennin için çok teşekkür ederim.
SilKitap gibi bir yazı olmuş, kaleminize sağlık:)
YanıtlaSilmarsdiaryofmeri, güzel yorumun için çok teşekkür ederim
SilGeçmiş olsun. Büyük değişimler bazen cesaret ister. Umarım bundan sonra herşey daha güzel olur.
YanıtlaSilDerya, güzel yorumun ve dileğin için çok teşekkür ederim :)
Silbelki daha güzel kapılar açılacaktır, öyle bakmak çözüm üretmek adına faydalı olabilir:) çok geçmiş olsun..
YanıtlaSilmaviye iz süren, güzel yorumun ve desteğin için teşekkür ederiim
Silİnsanlık için küçük, insan için büyük adımlar. Umarım daha iyileri önünüze çıkar.
YanıtlaSilTurgay Aksoy, güzel yorumun için teşekkür ederim
Sil