Yağmurlu soğuk bir ilkbahardan...
Bir mail aldım bugün. Geçmişten geleceğe yazılmış mektup türünde bir mail. Tuhaf
icatlar çıkarmışım başıma. Kendime gelecekte elime ulaşması için bir mektup
bırakmışım, yazdığımı da unutmuşum beklemiyordum hiç. O kadar her şey
yolundayken ve mutlu bir anımda yazmışım ki hadsiz hadsiz tavsiyeler
vermişim. Halbuki bu hayatta en sevmediğim şey nasihatlerdir! Geçmişteki ben şuan
ki halimi görse ne tavsiyeler verirdi kim bilir.. Hep geçmişe mi dönüp tavsiye
vermek isteyeceğiz birazda gelecek için tavsiyelerimiz olsun değil mi.. Belki
de mutlu zamanlarımı tozlu raflara kaldırmışken iyi gelmiştir bana bu mektup
bilmiyorum ki biraz gülünçte buldum halbuki ama hayatımın uzun bir zamanının
yolunda olduğunu hatırlamak iyi gelmedi de değil…
Bir günlüğüm var evin her köşesinde dolanan içine sırlarımı yazdığım fakat sanki alelade bir deftermiş gibi davrandığım. Bakmayın önünün günlük olduğuna arkası da şükür defteri aslında. tüm şükürlerimi yazdığım.. Uzun zamanadır gerçek olanları yazmak için almıyorum elime hep karalamacalı bir şeylerle geçiştiriyorum defterimi. Çünkü ne zaman hislerimi bir kağıda döksem aslında yazmak istediklerimi yazmadığımı fark ettim. Ya elim varmıyor yada kabullenemiyorum ya da ben dahil kimsenin bilmesini istemiyorum. Tuhaf ya da ben çok tuhafım. Gizli kilitli bir defterim olsa keşke oraya gerçekten de kimseye söylemek istemediğim her şeyi yazsam. Acaba kaç gün sonra etrafta dolanmaya başlardı o defterde.. Ya da gerçekten çok gizli yerlere saklayacağım türden bir defter mi olurdu..